Kasaba Ovası; zeytininden yağ, ovasından bal akan, havası, suyu, ayvası, narı ve de üzümü? Şimdilerde bir resim yapın deseler, içine Kasaba Ovası’na koyarım. Arkalara Çal Dağı’na ekler, dereler iliştiririm sağına soluna. Sonra ortasından bir nehir geçiririm kenarında kayıkları olan. Sonra ve de sonra kenarlarına Bostanlı Tımarı’nın üzümünü, Kısmalının şeftalisini, Alacalı’nın karpuzunu eklerim. Derseniz ki Çal Dağı’nın eteklerine koca bir çam koyun
gölgesinde çeşmesi olsun, ahırında topraktan bir tas ve de
birkaç koyun. Resim bitti demem çizerim onları da. Tamam derseniz resim. Altına
bir cümle eklerim:” Ne olur kıymayın Çal Dağı’na ve de bu ovayı” derim.
Kasaba Ovası.
Madene evet derseniz bu maden tümülüsleri ovayı yok edebilir.
Bir maden uğruna bu ova kıyılırmı?
Madene evet derseniz sonra bu nehir zehir akar. Çocuklar yıkanamaz.
Madene evet derseniz Çal Dağı ve Turgutlu ovası bu hale dönüşür.
Bu çeşmeler ata yadikarıdır. Eğer madene göz yumarsanız...?
Madene evet derseniz. Çal Dağı bu hale gelebilir.
Bu ova kıyılırmı? Yarın maden bitecek. Ova geri gelmeyecek...!
Madene evet derseniz. Gediz Nehri böyle akabilir..
Madene evet derseniz Çal Dağı'nı kaybedersiniz.
Ne olur madene hayır deyin. Gediz Nehri'ni kıymayın.
Böyle başladılar ve sonra böyle oldu..