Bu yazının bir bölümünü
daha önce yayınlamışım. Olsun… Bir daha okuyalım istedim.
Turgutlu ile ilgili yaşamın bir başka
kesiti, geçmişin bir anısı da yazlık sinemalardı. 1950’li ve 1960’lı hatta
1970’li yılların en büyük eğlencesidir Kasaba sinemaları. Turgutlu’nun o günkü
yazlık sinemalarını bu gün anlatmak çok zordur. Daha çok 19
Mayıs’ın haftasında açılır, Ekim sonunda okullar başlamadan kapanırdı.
Sinemalar açılmadan
birkaç hafta önce duvarlar boyanır, onarımı yapılır, sandalyeler tamir
edilirdi. Sandalyeler genellikle maviye veya yeşile boyanırdı. O dönemlerin baş
içeceği gazoz, baş yiyeceği ayçiçeği (çiğdem),
idi.
Hava kararmaya başladığında bir görevli
elinde hortum, sinemanın önünü toz çıkmasın diye sulardı. (Bunu özellikle Tarla
sineması yapardı.) Sinemaların önünde kablolara asılmış onlarca ampul, yine
sinemaların önünde afişlerin asıldığı kartelâlar olurdu. Bu kartelâların
üzerinde afişler ve afişlerin üzerinde ‘Bu akşam, yarın akşam, gelecek program
ve pek yakında’ yazıları olurdu. Afişlerin arasında, film karelerinden
fotoğraflar bulunurdu. Sinemanın dışına ses yayın cihazı kurulur ve o yetişkin
çağımızı alt üst eden ya da başka bir değişle bizleri mest eden şarkılar
yerleştirilirdi.
Sonra herkes yerini alır, ışıklar söner ve reklâmlar
başlardı. Sinemalara
akşamları ilk müşteriler geldiğinde içinde buz kırıkları ve gazozlar bulunan
kovalarla satıcılar ortaya çıkar “Haydi soğuk gazoz.” çığırtıları kulaklarımızı
delerdi. O sıcak yaz günlerine o Kasaba gazozlarını gel de içme! Belki orada
yemek yenilmezdi, çay içilmezdi ama devre arası oldu mu o gazozdan mutlaka
içilirdi. O çekirdek, cır cır böceklerinin bitip tükenmez ötüşleri gibi çıt çıt
ha bire yenirdi.
Turgutlu’da
Şen, Zevk, Yıldız, Zafer, Venüs, Lale, Cengiz, Tarla, İkbal ve Yeni sinemaları
vardı. Bunların hepsi yazlık sinemalardı. Birde Saray ve Venüs sinemaları vardı
ki bu ikisi kışlık sinemalardı. Hapsi de “Orta Park’ın” etrafında
kümelenmişlerdi. Bir an o bölgeyi düşledim. Kasaba’da da yaşmış
bir insan olarak heyecanlandım. Orta Park ve çevresi o tarihlerin ya da şimdi
ki beyaz saçlıların özlemli bir çevresiydi.
Ya da o sinemalar bizlerin ikinci evleri gibiydi. Hey gidi günler hey…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder