26 Nisan 2015 Pazar

KASABA’NIN YAZLIK SİNEMALARI

Bu yazının bir bölümünü daha önce yayınlamışım. Olsun… Bir daha okuyalım istedim.
      Turgutlu ile ilgili yaşamın bir başka kesiti, geçmişin bir anısı da yazlık sinemalardı. 1950’li ve 1960’lı hatta 1970’li yılların en büyük eğlencesidir Kasaba sinemaları. Turgutlu’nun o günkü yazlık sinemalarını bu gün anlatmak çok zordur. Daha çok 19 Mayıs’ın haftasında açılır, Ekim sonunda okullar başlamadan kapanırdı.
Sinemalar açılmadan birkaç hafta önce duvarlar boyanır, onarımı yapılır, sandalyeler tamir edilirdi. Sandalyeler genellikle maviye veya yeşile boyanırdı. O dönemlerin baş içeceği gazoz,  baş yiyeceği ayçiçeği (çiğdem), idi.
     Hava kararmaya başladığında bir görevli elinde hortum, sinemanın önünü toz çıkmasın diye sulardı. (Bunu özellikle Tarla sineması yapardı.) Sinemaların önünde kablolara asılmış onlarca ampul, yine sinemaların önünde afişlerin asıldığı kartelâlar olurdu. Bu kartelâların üzerinde afişler ve afişlerin üzerinde ‘Bu akşam, yarın akşam, gelecek program ve pek yakında’ yazıları olurdu. Afişlerin arasında, film karelerinden fotoğraflar bulunurdu. Sinemanın dışına ses yayın cihazı kurulur ve o yetişkin çağımızı alt üst eden ya da başka bir değişle bizleri mest eden şarkılar yerleştirilirdi.
    Sonra herkes yerini alır, ışıklar söner ve reklâmlar başlardı. Sinemalara akşamları ilk müşteriler geldiğinde içinde buz kırıkları ve gazozlar bulunan kovalarla satıcılar ortaya çıkar “Haydi soğuk gazoz.” çığırtıları kulaklarımızı delerdi. O sıcak yaz günlerine o Kasaba gazozlarını gel de içme! Belki orada yemek yenilmezdi, çay içilmezdi ama devre arası oldu mu o gazozdan mutlaka içilirdi. O çekirdek, cır cır böceklerinin bitip tükenmez ötüşleri gibi çıt çıt ha bire yenirdi.
     Turgutlu’da Şen, Zevk, Yıldız, Zafer, Venüs, Lale, Cengiz, Tarla, İkbal ve Yeni sinemaları vardı. Bunların hepsi yazlık sinemalardı. Birde Saray ve Venüs sinemaları vardı ki bu ikisi kışlık sinemalardı. Hapsi de “Orta Park’ın” etrafında kümelenmişlerdi. Bir an o bölgeyi düşledim. Kasaba’da da yaşmış bir insan olarak heyecanlandım. Orta Park ve çevresi o tarihlerin ya da şimdi ki beyaz saçlıların özlemli bir çevresiydi.  Ya da o sinemalar bizlerin ikinci evleri gibiydi. Hey gidi günler hey…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder