Amerikalı Kadın
Gazeteci Grace Mary Ellison Savaş sonrasında Kasaba’ya ziyaretinde şunları
kaleme alır:
“(…)
Savaşlar bu kadınların babalarını, oğullarını, erkek kardeşlerini ayırmıştı.
Yine de bu titreyen kadınlardan başka trenler dolusu askerleri, inek
vagonlarına doldurulmuş insancıkları yeni cepheye doğru giderken görüyordunuz.
Nasıl oluyor da bu kadınlar çocuklarının ağlayışlarını susturuyor ve
kendilerini erkeklerine verebiliyordu. Onların ki bir ideal uğruna
anavatanlarının bağımsızlığı ve özgürlüğü adına gönüllü bir fedakârlıktı”
Kasaba’nın kadınları; Kurtuluş Savaşı’nın
mızrak duruşlu kadınları, erkeklerini ateşleyen, onların örgütlenmesini
tetikleyen Turgutlu’nun kadınları. İşgal öncesi Kasabayı ayağa kaldıran Kasabalı
kadınlar…
Kasabalılar
İzmir’in işgali olayını İzmir'den gelen sabah treniyle öğrenirler. Kiliselerin
vakitsiz çalan çanları önce kadınları telaşlandırır. Aralarında bir görüş
birliği olmasa da Kasabalıların bir kısmı tehlikenin büyüklüğünü anlarlar. Tehlikeyi
fark eden bir kısım aydınlar teşkilatlanırlar. Kasaba’nın kadınları da boş
durmazlar. Onlarda Kasaba Ahaliyi İslâmi’ye Cemiyetini kurarlar. Turgutlulu aydınların
İzmir’in işgaline karşı çektikleri birkaç protesto telgrafı pek ses getirmez. Bu
defa Kasabalı kadınlar PTT binasına girerler. Saruhan sancağında beklide en
sert ve en etkili tepkiyi gösterirler. Onların bu tepkisi gazetelere yansır. Gönderilen
telgraf şöyledir:
"İzmir
olduğu gibi mülhakat vilâyet de peyderpey Yunan askeri tarafından işgal
ediliyor. Dünyada medeniyet ve adaletin henüz kalkmadığını ümit etmek
istiyoruz. Pek büyük ekseriyeti teşkil eden milyonla yavrularımızı iki yüz bin
Rum'a terk etmek ölümden beter bir hâldir. Kadınlara pek büyük hürmetle
muameleleri bilinen Avrupalılara ve bütün insaniyet âleminde de biz Türk Müslüman
kadınları Hak başımızda olduğu halde haykırıyoruz. Buralarda daima âdil bir
Türk hükümeti idaresi görmek isteriz. Medeniyetinizden, insaniyetinizden
beklediğimiz budur. Hak ve hakikate hadim olursanız, insaniyet ol vakit sizi
ta'zîz eder. Cevap bekliyoruz.”
Kasaba İslâm
Kadınları Cemiyeti.
Her
şeye rağmen Kasaba’nın işgali önlenemez. Yangın sonrası Turgutlu’ya uğrayan
Yakup Kadri Kadınların acılarını, sefilliğini görüp onlara şöyle
seslenir:
“Hanginiz daha az sefil idi? Hanginiz daha merhamete
layıktı? Bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa o da, sizin gözleriniz benim
gözlerime değdikçe, başımın önüme eğilmesi ve yüzümün kızarmış olmasıdır. (...)
Ey, evladının mezar taşından başına yastık yapan ana; ey, geceleri, köpeklerle
beraber uluyan aç çocuk; ey, bekâreti iğrenç bir yara halinde kanayan genç kız,
Allah cümlenizi bizim düştüğümüz dertten masun eylesin.”
Kasaba kadınları (Nuri Erbaz arşivi)
Kasaba'nın kadınları 1933
İlknur E. Özcanlı'nın arşivinden
Kasaba kadınları 1937
Kasaba kadınları 1940
Kasaba Kadınları (İlknur Özcanlı)
İlknur Özcanlı arşivi
Kasaba kadınları 1945
Kasaba kadınları 1952
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder