Kasaba’nın
her camisinin hikâyesi başkadır. Hepsinin şekli birbirine benzese de her caminin
ardında başka bir öykü vardır. Ve her caminin de hikâyesi başka başkadır. Pazar
Camiinin öyküsü ise daha bir başkadır.
Günü hızlı
yaşayan bir yerde kurulu bu caminin diğerlerinden farkı; ihtiyarlar için ağır
usul eşiğine geldikleri Dünya’nın yakından seyrangahı, bebekler için uçsuz
bucaksız bir ömrün bir adım geridir. Çocuklar için bazen oyun kapısı, gençler
için anne baba vedasıdır. Pazar Camiinin musalla taşında kılınan namazdan
sonrası sonsuzluktur. Kimseler bilmese de bu camide gözü yaşlı annelerin içli
duaları diğerlerinden fazladır. Diğer camilerden fazladır bu camiinin avlusunda
süzülen gözyaşları. Geriye dönmeyecek kim varsa; atta’ya gidecek bebekler, şehit düşen oğullar, gidip de dönmeyenler daha
çok bu camide beklenir. Burası belki de bir
sığınıştır, teslim oluştur.
Pazar Camisi, Altay Mahallesi, Piyaleoğlu Caddesi ile Cevdet Öktem Caddesinin
kesiştiği noktada yer alır. Bu camii yaptıran şahıs Piyale Ağazâde Mustafa
Ağadır. Piyale Ağazâde Mustafa Ağa, Turgutlu’da çeşitli vakıf eserleri
yaptırarak şehrin fiziki yapısını değiştiren önemli şahıslardan birisidir. İstanbul’da
etkili bir kişi olmasının sağladığı avantajlarla Kasaba’da oluşturduğu çeşitli
vakıflarla şehrin fiziki yapısının değişmesine dolayısıyla ekonomik açıdan daha
cazip bir merkez haline gelmesine yardımcı olmuştur.
Mustafa Ağa, Turgutlu’nun
17. yüzyıl ortalarında büyüdüğünü görür ve bu büyüme nedeniyle ihtiyacı duyulan
Camii (1065 hicrî) 1655 tarihinde yaptırır. Bu yapının o yıllarda bilinen ismi Cami-i
Kebir’dir. Kasaba halkı ise bu yapıyı hep Pazar Camii olarak anar. 400 metre alanda kare
plan üzerine inşa edilen cami üç küçük kubbe ile örtülüdür. Camiinin tek
kapısı, mermer kemerle çevrili olup kitabesinde Osmanlıca şu cümleler
yazılıdır:
“Mustafa bin Piyâle ya'ni bu abdu'z zâif
Hak'dan isterdim yapam bir ma'bed-i hûb-u garîb
Bir ibâdetgâha muhtaç gördüm bu mahall-i câmii
Başladım fi'l-hâl bende kalmayub sabr-ı şekîb
Hamdülillah ger temam olub didüm tarihîni
Câmiinin itmâmını kıldı bana Allah nâsib.”
Hak'dan isterdim yapam bir ma'bed-i hûb-u garîb
Bir ibâdetgâha muhtaç gördüm bu mahall-i câmii
Başladım fi'l-hâl bende kalmayub sabr-ı şekîb
Hamdülillah ger temam olub didüm tarihîni
Câmiinin itmâmını kıldı bana Allah nâsib.”
(Mustafa İbn-i Piyale, İsterdim
Hak’tan bir muhabbet hane, Muhabbet haneye mahal gördüm bu mahalli - Hicri 1035)
Tek şerefeli, minareli, çok
kubbeli bir yapı olan Pazar Cami’nin bahçesinde bir şadırvan bulunmaktadır.
Kare planlı, çok kubbeli bir yapı olan Pazar Camii taş, tuğla bileşimi bir
sistemle inşa edilmiştir. Geçmişte dört, günümüzde ise üç kemerli son cemaat yeri
vardır. Camii cephelerinin alt kısımlarında yuvarlak kemerli dikdörtgen, formlu
pencereler yer alırken, üst kısımlarda hem yuvarlak kemerli, hem de rozet
pencereler yer almaktadır. Yapının sekizgen kasnaklı, silindirik gövdeli tek
şerefeli bir minaresi mevcuttur. Konik külahlı minarenin şerefe altı kirpi
dişlerle kademelendirilmiştir.
Pazar Camii çeşitli dönemlerde bakım ve onarımlardan
geçirilmiştir. Cumhuriyet sonrası ilk bakım ve onarım 1924 yılında olur. Bu
onarım sırasında Kasaba halkının katkılarının yanında Cumhuriyet Hükümeti’nin
de katkıları görülür. 12
Şubat 1924 tarihli bir belgede tamiratı devam eden Pazar Camii için Hükümetin
1500 Lira gönderdiği yazılıdır. Bir başka değişim ve ilave 1968 yılında olur. 1968 yılında camii’nin son cemaat
yerindeki demir doğramaları değiştirilir. Bir diğeri ise KTVKYK’nun 21.5.1990
gün 145 sayılı ilke kararı doğrultusunda caminin iç duvarlarının düzenlenmesi
işidir.
Piyaleoğlu Caddesi ve Pazar Camii.
Pazar Camii Haziresi
Geçmişte Pazar Camii
Pazar Camii
Pazar Camii'nden eski görüntü
Günümüzde Pazar Camii
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder