22 Haziran 2015 Pazartesi

PAZAR CAMİİ

Kasaba’nın her camisinin hikâyesi başkadır. Hepsinin şekli birbirine benzese de her caminin ardında başka bir öykü vardır. Ve her caminin de hikâyesi başka başkadır. Pazar Camiinin öyküsü ise daha bir başkadır.  
Günü hızlı yaşayan bir yerde kurulu bu caminin diğerlerinden farkı; ihtiyarlar için ağır usul eşiğine geldikleri Dünya’nın yakından seyrangahı, bebekler için uçsuz bucaksız bir ömrün bir adım geridir. Çocuklar için bazen oyun kapısı, gençler için anne baba vedasıdır. Pazar Camiinin musalla taşında kılınan namazdan sonrası sonsuzluktur. Kimseler bilmese de bu camide gözü yaşlı annelerin içli duaları diğerlerinden fazladır. Diğer camilerden fazladır bu camiinin avlusunda süzülen gözyaşları. Geriye dönmeyecek kim varsa; atta’ya gidecek bebekler,  şehit düşen oğullar, gidip de dönmeyenler daha çok bu camide beklenir. Burası belki de bir sığınıştır, teslim oluştur.
 Pazar Camisi, Altay Mahallesi, Piyaleoğlu Caddesi ile Cevdet Öktem Caddesinin kesiştiği noktada yer alır. Bu camii yaptıran şahıs Piyale Ağazâde Mustafa Ağadır. Piyale Ağazâde Mustafa Ağa, Turgutlu’da çeşitli vakıf eserleri yaptırarak şehrin fiziki yapısını değiştiren önemli şahıslardan birisidir. İstanbul’da etkili bir kişi olmasının sağladığı avantajlarla Kasaba’da oluşturduğu çeşitli vakıflarla şehrin fiziki yapısının değişmesine dolayısıyla ekonomik açıdan daha cazip bir merkez haline gelmesine yardımcı olmuştur.
 Mustafa Ağa, Turgutlu’nun 17. yüzyıl ortalarında büyüdüğünü görür ve bu büyüme nedeniyle ihtiyacı duyulan Camii (1065 hicrî) 1655 tarihinde yaptırır. Bu yapının o yıllarda bilinen ismi Cami-i Kebir’dir. Kasaba halkı ise bu yapıyı hep Pazar Camii olarak anar. 400 metre alanda kare plan üzerine inşa edilen cami üç küçük kubbe ile örtülüdür. Camiinin tek kapısı, mermer kemerle çevrili olup kitabesinde Osmanlıca şu cümleler yazılıdır:
“Mustafa bin Piyâle ya'ni bu abdu'z zâif
Hak'dan isterdim yapam bir ma'bed-i hûb-u garîb
Bir ibâdetgâha muhtaç gördüm bu mahall-i câmii
Başladım fi'l-hâl bende kalmayub sabr-ı şekîb
Hamdülillah ger temam olub didüm tarihîni
Câmiinin itmâmını kıldı bana Allah nâsib.”
(Mustafa İbn-i Piyale, İsterdim Hak’tan bir muhabbet hane, Muhabbet haneye mahal gördüm bu mahalli - Hicri 1035)
Tek şerefeli, minareli, çok kubbeli bir yapı olan Pazar Cami’nin bahçesinde bir şadırvan bulunmaktadır. Kare planlı, çok kubbeli bir yapı olan Pazar Camii taş, tuğla bileşimi bir sistemle inşa edilmiştir. Geçmişte dört, günümüzde ise üç kemerli son cemaat yeri vardır. Camii cephelerinin alt kısımlarında yuvarlak kemerli dikdörtgen, formlu pencereler yer alırken, üst kısımlarda hem yuvarlak kemerli, hem de rozet pencereler yer almaktadır. Yapının sekizgen kasnaklı, silindirik gövdeli tek şerefeli bir minaresi mevcuttur. Konik külahlı minarenin şerefe altı kirpi dişlerle kademelendirilmiştir.
Pazar Camii çeşitli dönemlerde bakım ve onarımlardan geçirilmiştir. Cumhuriyet sonrası ilk bakım ve onarım 1924 yılında olur. Bu onarım sırasında Kasaba halkının katkılarının yanında Cumhuriyet Hükümeti’nin de katkıları görülür. 12 Şubat 1924 tarihli bir belgede tamiratı devam eden Pazar Camii için Hükümetin 1500 Lira gönderdiği yazılıdır. Bir başka değişim ve ilave 1968 yılında olur. 1968 yılında camii’nin son cemaat yerindeki demir doğramaları değiştirilir. Bir diğeri ise KTVKYK’nun 21.5.1990 gün 145 sayılı ilke kararı doğrultusunda caminin iç duvarlarının düzenlenmesi işidir.


Piyaleoğlu Caddesi ve Pazar Camii.

Pazar Camii Haziresi



Geçmişte Pazar Camii

                                                                               Pazar Camii
Pazar Camii'nden eski görüntü

Günümüzde Pazar Camii

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder