11 Haziran 2015 Perşembe

BİR CAMİİNİN ÖYKÜSÜ

       Bunaldıysanız, Kasaba’nın betonlaşan yapıları sizi yorduysa yine Kır Mahalle civarına gidin derim. Burada bir cami avlusuna dalıp 8 ayağa oturtulmuş kubbeli bir şadırvanın altında dinlenin derim. Sonra yontma taştan kemerle çevrili, motifli bir kapıdan içeri dalıp ruhunuzu dinlendirin. Sonra sessizce ağaçtan yapılmış minbere kadar uzanıp taştan yapılmış küçük dikdörtgen formlu pencerelerden sızan ışığı ciğerlerinize çekin derim. Çekin derim. Bir daha çekin. Çünkü burası hüzünlü bir masal şehrinin anılarla yüklü bir köşesidir. Kimseye derdini anlatamamış öksüz bir çocuk gibidir.
 Derler ki; Kasaba’nın büyük büyük ataları ilk bu çevreye yerleşmişler. Kasaba’ya ilk gelenler buralarda yeni yurtlar ve ocaklar kurmuşlar. İlk gelenler, Türkmen erenlerinin öncülüğünde önce buralarını şenlendirmişler.
     Ve yine derler ki bu bölgede etkin rol oynayan erenlerden birisi de Hacı Zeynel Dede’dir.  
Hacı Zeynel Dede’nin Turgutlu’ya gelişi bu yöreye şenderdirmesi ile ilgili rivayetler ve de öyküler çoktur. Onun ismi ile anılan caminin de oldukça öyküsü vardır. Kimileri, Hacı Zeynel Dede Camii için: “Horasan Erenlerinden Kadiri Şeyhi “Hacı Zeynel Dede” tarafından bir mescit olarak yapıldı” demektedir. Bazıları ise “bu cami,1500’lü yılların sonunda bir mescit olarak yapılıp Mehmet Ağa tarafından genişletildi” demektedir. Bilinen bu caminin, 2’inci Abdülmecit döneminde (1892 -1902) onarımdan geçirildiği ve bir misli daha büyütülüp caminin yanına bir minare eklenmesidir.
       Ünlü yazar Çağatay Uluçay ise “Hacı İnel Camii’ni Turgutlular Hacı Zeynel Camii demektedirler. Oysa Şer’iyye sicillerinde bu camiinin ismi İnel Camii olarak geçmektedir.” der.

      Hacı Zeynel ile ilgili çeşitli rivayetler her dönem anlatıla gelmiştir. Rivayete göre bu mescit köyün oldukça uzağına yapılır. Mescidin müdavimleri ve köyün ileri gelenleri bu durumdan rahatsız olurlar. Konu Hacı Zeynel Dede’ye iletilir. Hacı Zeynel: “Gün gelir köy büyür şimdi şikâyet edilen caminin yeri o zaman köyün ortasında kalır.” diye cevap verir.
     Ve akıp giden zaman içinde yok olan evler, yıkılan şadırvanlar, suyu kesilen çeşmeler. Ve de o unutulan Kasaba kokusu…!









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder