Kasaba’nın eski çarşısı neresiydi desem bilenler ya da
eskiler her yer çarşıydı diyeceklerdir. Ve diyeceklerdir ki “eskiden Koza Pazarı ve çevresi kasabanın sanayi çarşısı
gibiydi. Demircisi, kalaycısı, bakırcısı bıçakçısı semercisi vs. hepsi de
buradaydı” Başka bir beyaz saçlı ise Kasabanın çarşısı:”Pazar Camiinin dört
tarafından ibaretti. Caminin dört bir yanına serpilmiş dükkânlarda, her tür
esnaf vardı. Bakkal, manav, kasap, nalbant, terzi, manifaturacı, hırdavatçı,
köşker…”
Kasaba’nın çarşından kimler gelip kimler geçmemiştir ki 1930’lu
yıllarda Çarşının tek kuyumcusu İsmail Efendi’dir. Şeref Oteli’nin sahibi ise Hafız Ali’dir.
Halaç Oğlu Hafız Bekir’in helva ve tahin imalathanesi vardır. En ünlü helvacı
ise Ticaret Odası 2’inci Reisi Osman Nuri (Sümer)’dir. Bu tarihlerin önde gelen
manifaturacıları Hacı Vefazade Şükrü, Nasuhzade Osman Nuri’dir. Önde gelen tüccarları
ise Filibeli Hasan Fehmi, Hasan Şevki ve Haydar beylerdir. Rıza Bey ise Kasaba’nın
tanınan tuhafiyecisi olup Ticaret odası başkanıdır.
Anılara deşerseniz yine diyeceklerdir ki
size: “Koza Pazarı’nın batı yönünde, Destici Bekir’in dükkânı vardı. Onun
karşısında Paçacı İbrahim bulunuyordu. Destice Bekir’in çok güzel sesi vardı.
Yanık sesiyle, Ramazan günlerinde Pazar Camii’nde ilahiler okurdu. Çok güzel
ilahiler okuyan bir başkası da Katmercilerin Muzaffer ve kardeşi Hüseyin’di.
Ramazan bayramlarında bunların üçü bir araya geldiğinde, Pazar Camii,
ilahilerle çınlardı. Katmercilerin Muzaffer, ayni zamanda Kasaba’nın tellalıydı.”
Kasabanın eski çarşısı… Bu
çarşı ile ilgili hikâyeler, öyküler ve de bitip tükenmez anılar.
1950’lilerde terziler eski köhne dikiş
makinelerini atıp o tarihlerin meşhur “Singer” makinelerini terzihanelerine
yerleştirirler. Bu tarihlerin meşhur Singer bayii Salim Kılınç’tır. Bu yılların
en gözde sarrafı ise Reşat Akça’dır. Reşat Akça, Postane Sokak No 2’de
dillerden düşmeyen iş yerini açar. Artık gelinlik kızlar, evlenecek damatlar
takılarını buradan almaya başlarlar. Koca Hamam Kasaba’nın meşhur hamamıdır. Ne
var ki Tahir Gülsoy, Dömeke Sokak’ta modern bir hamam yaptırınca iki hamamcı
arasında kıyasıya bir rekabet başlar. Salih Akdemir, akşamcılar sevinsin diye
eşeklerin bağlandığı iş hanına şarap imali için düzenleme yapmağa kalkınca
ortalık karışır. Bazı kesimler “şehrin göbeğinde şarap mı üretilir” diye
belediyeye şikâyette bulunurlar.
Bu şehrin çarşısında ve onun geçmişe uzanan yollarında bir
ömür tüketen kişilerin hepsini rahmetle anıyoruz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder